Bir adam: """Yâ Resûlallah, *Allah katında (iyi veya kötü) ne halde olduğumu* " nasıl bilirim?"""' diye sordu. *Buyurdular ki*: ""Dünyada hoşuna gidecek her ne istersen kolaylıkla elde ediyor, âhiret işlerinden bir şey yapmak istediğinde bu sana güç geliyorsa, fena bir haldesin demektir.""" ""Ama dünyalık bir şey istediğinde bu sana zor geliyorsa, âhiret işlerinden bir şey istediğinde bu sana kolay geliyorsa, güzel bir haldesin demektir."" [Beyhakî, Şuabu'l-îmân] "Allahümme Yaa muhavvilel-haali vel ahvaal havvil haalena ilaa ahsenil-haal" "Ey hal ve ahvali değiştiren Allah'ım bizim halimizi de en güzel hale degistiriver." Bu duayı çokça yapmak suretiyle halimizin en güzel hallerden olabilmesi temennisiyle YARABBİ Bizleri aff-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalpten, dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip saídler defterine kaydeyle."

 «Tabiînin büyüklerinden Muhaddis» Abdullah bin

Mübarek Hz. sadakalarını ehli ilme "talebelere" tahsis

ederdi. Kendisine "(Yalnız talebelere degil) Başkalarına

da verseniz olmaz mi" dediklerinde, şöyle cevap vermiş;

"Ben bakıyorum da nübüvvet makamından sonra

ulemanın makamindan daha üstün bir makam

bulamryorum.

o ehli ilimden her bireri kendi ihtiyaçlarının

talebiyle meşgul olur da, kendi dertlerine düşerlerse,

ilim için firsat bulamazlar, ilmi okutmaya imkan

bulamazlar, öğretmeye-öğrenmeye imkan bulamazlar.

öyleyse onları maişet derdinden uzaklaştırıp ilim

için gönüllerini ve vakitle rini boşaltmak en fazileti

olandir" (ihya 1/425)