TUVALETİN KAPISINA, "ALLAH" YAZAN ZİHNİYET
Allah ismi tuvaletin kapısına neden yazılır?
Bana göre iki cevabı var!
Biri düşmanlıktan; diğeri ise aptallıktan, cehaletten...
Tokat Delikkapı Camisinin tuvalet kapısına da bakır işleme ile Arapça olarak devasa boyutta Allah yazılmış...
Hemen yanındaki tuvalet kapısına ise; Muhammed...
Ve bu bence Allah düşmanlığından değil; cehaletten...
Bu kentte din denince müftüden önce; dinden geçinen siyasetçiler; özellikle de dinden geçinen belediye başkanı gelir akla...
Ardından müftü gelir...
Ardından imamlar, müezzinler... Bu böyle cemaate kadar gider...
İyi de bunu hiç bir yetkili fark etmiyor mu?
Hiç mi biri de çıkıp, "Tuvalete Allah yazmak da neyin nesi?" diye sormuyor...
Maalesef; cehalet artık bir noktada kitlesel hale gelmiş...
O tuvalet kapısına Allah ismi Türkçe yazılsa; anında tepkiler yükselmeye başlardı...
Neden; çünkü ne yazdığını anlardı...
Anında, "Allah ismi neden tuvalete yazılır?" diye sorgulamaya başlardı...
İki üç kişi soru işaretleri ile birbirine bakıp; hiç kimse mantıklı bir cevap getiremeyince de; bu sorgulama kısa sürede tepkiye dönüşürdü...
İmamın camide Kuran'ı, ayetleri Arapça okuyup; namazı Arapça kıldırdıktan sonra; para isterken Türkçe konuşması gibi...
"Yahu hoca, içeride her şeyi Arapça okudun; parayı da neden Arapça istemedin?" sorusuna; "Arapça istesem; kimse anlamazdı ki!" diye cevap vermesi gibi...
Haklı; anlamıyoruz ki...
Anlamamıza izin vermiyorlar ki...
Bizle din konusu oy isterken veya para isterken Türkçe; anladığımız dilden konuşuluyor...
Öyle ki; Allah'ın ismi tuvalet kapısına yazılıyor; ona dahi tepkisiziz...
O derece anlamıyoruz...
Varın hesap edin din konusunda getirildiğimiz durumu...
Bu ülkede dinden maaş alan ve din ile siyaset yaparak cebini dolduran bir yapı olduğu sürece; kimsenin dinini gerçek anlamda öğrenmesine müsaade etmezler...
Onların dinden geçinmesinin en önemli dayanağı; bizim dinimiz konusunda cahil bırakılmamız ile doğrudan alakalıdır çünkü...
Onlara göre; Kur'an'ı Türkçe okumak zinhar tehlikeli...
Kur'an yetmez; hadisler var deyip; sahih mi değil mi; hüküm koymak için kafi mi açıklamadan bizi hadis diye kurulan cümlelerle güderler...
En sonunda da; bir partinin bahçesine doldurup; kapıyı dışarıdan kapatırlar...
Sayın Kılıçdaroğlu yanlışlıkla seccadeye basınca; ve bu ortaya çıkınca; hemen bir açıklama yapmış; ve özür dilemişti...
Mesela tuvaletin kapısına Allah yazdıranlar; bu yanlışları ortaya çıkınca özür diler mi; koşa koşa gider hatalarını düzeltirler mi?
Güya seçim kazanınca tertemiz alınları ile namaz kılacaklarını söyleyen siyasetçiler; müftü; imam ne yapacaklar...?
Özür dileyip; düzeltecekler mi?
Yoksa kendi kibirleri Allah inançlarından büyük olduğu için; yüzlerine vurulan hatalarına rağmen; pişkince devam mı edecekler?
Kemal Vanlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder